Pixelianur Tanıtım Videosu

6 Temmuz 2012 Cuma

İktidar ile Ters Orantılı Rızık -saidnursi-



Bismillahirrahmanirrahim.
Evet, bilmüşahede görünüyor ki, rızık, iktidar ve ihtiyar ile mâkûsen mütenasiptir. Meselâ, daha dünyaya gelmeden evvel bir yavru, rahm-ı mâderde ihtiyar ve iktidardan bütün bütün mahrum olduğu bir zamanda, ağzını kımıldatacak kadar muhtaç olmayacak bir surette rızkı veriliyor. Sonra, dünyaya geldiği vakit, iktidar ve ihtiyar yok, fakat bir derece istidadı ve bilkuvve bir hissi olduğundan, yalnız ağzını yapıştırmak kadar bir harekete ihtiyaç ile en mükemmel ve en mugaddî ve hazmı en kolay ve en lâtif bir surette ve en acip bir fıtratta, memeler musluğundan ağzına veriliyor. Sonra, iktidar ve ihtiyara bir derece alâka peydâ ettikçe, o kolay ve güzel rızık, bir derece çocuğa karşı nazlanmaya başlar. O memeler çeşmeleri kesilir, başka yerlerden rızkı gönderilir. Fakat iktidar ve ihtiyarı rızkı takip etmeye müsait olmadığı için, Rezzâk-ı Kerîm, peder ve validesinin şefkat ve merhametlerini, iktidar ve ihtiyarına yardımcı gönderiyor. Her ne vakit iktidar ve ihtiyar tekemmül eder; o vakit rızkı ona koşmaz ve koşturulmaz. Rızık yerinde durur, der: “Gel, beni ara ve bul ve al.” Demek rızık, iktidar ve ihtiyar ile mâkûsen mütenasiptir. Hattâ çok risalelerde beyan etmişiz ki, en ihtiyarsız ve iktidarsız hayvanlar daha iyi yaşıyorlar, daha iyi besleniyorlar.
(On İkinci Lem’a)

Maher Zain - Ya Nabi Salam Alayka


Bir Kare: Güneş Mekke Tepesinden Doğmuştu -editor-


Filistin ve İsrail'de Nur Dersanesi açmak lazım.. -risaleajans-

Filipinlerdeki Nur dersanesini inceleyen BM yetkilileri, "Dünya barışı için bu dersanelerden bir tane Filistin’de bir de Telaviv’de açmak lazım” dedi.
"Lemaat Ekseninde 1. İslamafobya Sempozyumu"nda gözlemlerini kaleme alan Dursun Sivri, Filipinler’den Muhammed Rıza Derindağ'ın anlattığı ilginç bir anektodu kaydetti.
Filipinler'de yüzlerce düşman kabile olduğunu ve bu kabilelere mensup bireylerin bir araya gelmesinin imkansız olduğunu ifade eden Sivri, ancak Nur dersanelerinde bu ezberin bozulduğunu söyledi. Barış ortamının BM yetkililerin de dikkatini çektiğini aktaran Sivri, o anektodu şöyle anlattı:
"Filipinler’de gruplar, kabileler arasında çatışmalar, kopukluklar o kadar keskin ki, iki ayrı kabile veya bölgeden iki kişi bir arada bulunmazlar, birlikte bir masada asla yemek yiyemezlermiş. Hal böyle iken ülkenin dört ayrı bölgesi ve farklı sosyal gruplardan üniversite talebesi aynı dairede kalıyor, bir aile ortamında hem okuyor, hem Risale-i Nurlarla dini öğreniyorlar.

Muhammed Rıza Derindağ, beraber geldiği iki Filipinli öğrenciyi salonda gösterdi. Bu kardeşlik iklimi BM yetkililerinin dikkatini çekiyor ve, “Dünya barışı için bu dersanelerden bir tane Filistin’de bir de Telaviv’de açmak lazım” ifadelerini kullanıyorlar."


Hastanelere Din Psikologları Şart -mehmetöz-

Öz, Amerika'da din konusunda uzman kişilerin hastanelerde çalıştığını söylüyor
ABD'de Emmy ödüllü beslenme programı sunan Türk kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, Amerika'da din konusunda uzman kişilerin hastanelerde çalıştığını söylüyor. Bunun Türkiye'de de uygulanması gerektiğini düşünen Öz'e göre, hastalara manevî destek vermek çok önemli.

Dünyaca ünlü kalp cerrahı Mehmet Öz, artık sadece doktor değil, ünlü bir şovmen. Bu yıl üçüncü kez Emmy ödülü kazanan "The Doctor Oz Show"u Amerika'da beğenilerek izlenmeye devam ediyor. Mehmet Öz, her yıl yaptığı gibi geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye tatile geldi. Gelmişken de önceki akşam basın yemeği düzenledi. 'Sağlıkla ilgili 7 ölümcül hata, kilo aldıran 5 büyük hata, kilo problemini çözecek 3 mucize öneri' gibi her eve, her bünyeye lazım bilgiler verdi.
Doktor Öz, özellikle kanser hastalarına manevi destek vermek için hastanelerde görev yapan din psikologlarıyla ilgili görüşlerini de açıkladı: "Amerika'da da var bu istek. Hastanelerde din konusunda uzman isimler çalışıyor. Ben de hastanelerde din uzmanlarının olmasının mantıklı ve şart olduğunu düşünüyorum. Ancak o desteği veren kişilerin din konusunda uzman olması gerekiyor. Yoksa bazen tam tersi oluyor. Doktorlar hastanın çok üzerine gittiği için hasta çekiniyor."

Öz'ün sağlıkla ilgili anlattığı yeni gelişmeler kısaca şöyle: İstatistiklere göre işyerinde her oturduğumuz saat, ölüm oranını yüzde 11 artırıyor. Sabah yapılan esneme hareketleri kalp krizi riskini azaltıyor. Aile ve arkadaşlardan kopuk yaşamak ciddi bir stres kaynağı. Stresle ve sağlıkla yapıcı bir şekilde baş etmenizi engelliyor. Bilinenin aksine, beslenirken fazla kalori azaltmak aslında kilo aldırıyor. Güneş kremleri D vitamini alımını engelliyor.
Yapılan araştırmalara göre Amerika'nın güney kesimlerindeki insanlarda D vitamini oldukça düşük. Öz, kendisi de sadece yüzüne ve ellerine güneş kremi sürdüğünü söylüyor. Güneş yanığından korunmak için uzun kollu spor gömleği giyiyormuş. Siyasette geçen her yıl, ömürden 2 yıl götürüyor. Balık yağları doğar doğmaz şart. IQ'yu artırıyor. Sabah kahvaltısında yenilen yeşil acı biber, bilinenin aksine iştah açmıyor. Bir sonraki öğünde daha az yemenize sebep oluyor.

5 Temmuz 2012 Perşembe

Yaz sıcaklarında duygularınızı korumaya alıyor musunuz? -ahmedşahin-


Bilindiği üzere hayatını Yaradan’ın emrine uygun şekilde yaşamayı düşünmeyenlere bir diyeceğimiz olmaz. Onlar kendi hayat felsefelerini kendileri tespit ederler. Nefsi alışkanlıklarının önüne, haram helal inançlarıyla çıkılmasını istemeyebilirler. Kendi tercihleridir. Bir diyeceğimiz olmaz onlara.
Bu yazıda muhatabımız da onlar değiller zaten.
Hayatını Yaradan’ın emrine uygun şekilde yaşamak isteyenlere seslenmek istiyorum tatilin şu sıcak devresinde.
Her türlü giyim kuşam yozlaşmasının yaşandığı yaz mevsiminde ebedi hayatımızla ilgili bir konuyu konuşmak istiyorum inanmış ruhlarla. Bilhassa sizler dikkat ediyor, tedbirli oluyor musunuz bu etkili yaz mevsiminde!
- Neye mi dikkat edip tedbirli olacaksınız bu mevsimde?
- Dünyevi ihtiraslarınıza, makam, mevki arzularınıza, para pul hırslarınıza… Dikkat ediyor musunuz, demiyorum!.. Bunların hepsinin de imtihanını kazanabilirsiniz. Sizin dindarlığınız, haram helal inancınız sizi bu türlü hırs ve arzularınızın baskı ve zararından kurtarabilir.
- Ama mevsimlik fitnenin baskı ve tazyikinden asla!..
- Neymiş bu mevsimlik fitnenin baskı ve tazyiki.. diyorsunuz değil mi? Arz edeyim, mevsimlik fitneyle neyi kastettiğimi. Hepimizin bildiği ve yaşadığı gerçek şudur.
- Benliğimize yerleştirilmiş birçok duygular, arzular vardır. Bir imtihan unsuru olan bu duyguların hepsini de meşru çizgide tutabiliriz. Ama cinsel hislere gelince, orada birazcık düşünmek ve kendini özel bir korumaya almak gerekmektedir. Çünkü cinsel tahrik fitnesi, karşı konulması en zor imtihan fitnesidir. Bundan dolayı Allah Resulü Efendimiz:
- “Benden sonra erkekler için (müstehcen) kadın fitnesinden daha zararlı bir fitne olmayacaktır!..” hadisiyle dikkatimizi çekmiştir mevsimlik fitneye…
Bir diğer uyarı hadisinde de:
- “Yabancı bir kadınla bir erkek iki ikiye baş başa yalnız yerlerde şaibeli şekilde kalırlarsa üçüncüleri şeytan olur!” ikazıyla da, fitnenin kendisini bırak, buna vesile olabilecek tenha yerlerden de uzak kalınması gereğine dikkat çekmiştir!..
Şu bir gerçektir ki; insandaki cinsi duygular tahrikten korunursa sahibini pişman olacağı bir yanlışa zorlamaz. Ama ne zaman tahriklerle, teşhirlerle, müstehcenliklerle yüz yüze, göz göze gelirse, işte ondan sonradır ki uyuyan duygular uyanıp isyana yönelir, sahibini baskısı altına alıp yanlışa zorlaması söz konusu olur. “Benim iradem kuvvetli, imanım sağlam, pişman olacağım ve utanacağım yanlışlara düşmem, böyle yer ve görüntülerden zarar görmem” diyemez…
Çünkü cinsi hisleri alevlendirilmiş insan, iradesine hakim normal insan değildir. Tıpkı öfke ateşine kapılan insanın tetiği çekip hedefini bir anda vurması gibi. Bundan sonra da ‘ne yaptım ben’ diye feryada başlaması gibi. Ama faydası yok ki bu feryadın. Kurşun namludan çıkmış, bir Allah binasını cansız yere sermiştir. Cinsel hisleri ayaklanan insan da aynı şekilde ne yaptığını düşünemez duruma düşer. Neden sonra aklı başına gelir, ama iş işten geçmiş, telafisi mümkün olmayan yanlış yaşanmıştır…
Öyle ise mevsimlik fitnenin her tarafı istila ve işgal ettiği yazın şu sıcak devrelerinde hemen herkes kendini ciddi şekilde kontrol etmeli, iman ve ibadet zırhıyla, haram helal inancıyla, özellikle mahremiyet sınırlarını aşmama ve taşmama titizliğiyle kendini korumaya almalıdır!..
Bu dikkati gösteremeyenlerin mevsime girişiyle çıkışları bir olmayabilir. Bir hayli zayiata uğramış olarak dönebilirler tatillerinden…
Hadisin bu konudaki çok önemli bir ikazıyla bağlayalım bahsimizi isterseniz:
- Kendini korumaya almayıp da duygularını müstehcenliklerle isyan ettiren insan, aklının ya tümünü ya da üçte ikisini kaybeden deli gibi olur. Yapmayacağı yanlış yoktur tahrike maruz kalan duyguları sakinleşip de aklı başına gelinceye kadar!..
- Öyle ise iç dünyanızı isyan ettirecek görüntü ve teşhirlerden kendinizi korumaya alarak yaşayın sıcak yaz tatillerinizi.

Ahmed Şahin / Zaman Gazetesi

Berat Kandilinde Dualar Semaya Yükseldi. -nurakademisi-


Berat Kandili nedeniyle camilere gelen vatandaşlar, namaz kılıp dua ederek okunan ilahilere eşlik etti. 
 
Tarihi Ulucami ile Yeşil Cami, adeta vatandaşların akınına uğradı, dışarıda kalan birçok kişinin ibadetlerini cami avlularına serilen hasırların üzerinde yerine getirdikleri görüldü.
 
Berat Kandili dolayısıyla Ankara Hacı Bayram ve Kocatepe camilerinde mevlit okundu.
 
Hacı Bayram ve Kocatepe camileri Berat Kandili dolayısıyla dolup taştı. Akşam namazı sonrasında camilere gelen vatandaşlar, yer kalmaması sebebiyle avluda da saf tuttu.  
Yatsı namazı öncesi camilerde mevlit ve Kur'an-ı Kerim okundu, ilahiler söylendi. 
Namaz öncesi avluda cemaate su, şeker ve lokum dağıtıldı.
 
Berat Kandili, Denizli'de stadında da kutlandı
 
Denizli Müftülüğü ve Denizli Din Hizmetleri Derneği (DİGDER) tarafından Denizli Atatürk Stadı'nda düzenlenen Berat Kandili programında yaklaşık 15 bin kişi birlikte dua etti. 

Program Hafız Rıza Günay'ın Kur'an Kerim tilaveti ile başladı. Denizli İl Müftülüğü çalışanlarından oluşan ilahi grubu ilahi ve kaside okudu. 
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ekrem Keleş, programda yaptığı konuşmada, beratın, bilerek bilmeyerek içine düşüldüğü hataların ve günahların ağır yükünden kurtularak manevi kurtuluşa ermek olduğunu ifade etti.
 
Adana'da, Berat Kandili kutlaması için Sabancı Merkez Camisi'ne gelen vatandaşlar, avluda kurulan çadırda kan bağışında bulundu. 
Kent merkezinde birçok camide olduğu gibi Sabancı Merkez Camisi'ne de Berat Kandili için gelen vatandaşlar, Türkiye

Kızılay Derneği Adana Şubesi'nin kurduğu çadırdaki kan bağışına ilgi gösterdi. 
Kan bağışında bulunanlardan Erhan Büyükkanlı da ibadet ettikten sonra Kızılay çadırını gördüğünü ve bağışta bulunduğunu ifade ederek, insanlara yardımcı olmanın bir Müslüman olarak kendisini mutlu ettiğini söyledi.
 
Berat kandili, Edirne'de, başta Selimiye olmak üzere birçok camide okunan mevlitlerle kutlandı.
 
Selimiye Camisi'nde Berat Kandili dolayısıyla saf tutuldu, dualar edildi. 
 
İl Müftüsü Ömer Taşçıoğlu, bu gecede Allah'ın rahmet kapılarının sonuna kadar açık olduğunu belirterek, ''Bu geceyi dua ederek, Allah'a yalvararak geçirmeli ve bu gecenin kıymeti bilinmeli. Berat Kandili, günahlardan temizlenme zamanıdır'' dedi. 
Berat Kandili dolayısıyla kente gelen çok sayıda gurbetçi ve Batı Trakyalı da Edirnelilerle Selimiye Camisi'nde saf tutarak namaz kıldı, dua etti.
 
İstanbul'da Berat Kandili coşkuyla idrak edildi.  
 
Ramazan ayının habercisi olarak kabul edilen Berat Kandili'nde vatandaşlar, akşam saatlerinden itibaren camilere gelmeye başladı.  
Kandil dolayısıyla kentteki birçok camide İstanbul Müftülüğü'nce özel program düzenlendi.  
Süleymaniye Camisi'ndeki programa katılan vatandaşlar, caminin içini ve avlusunu doldurdu. Programda, vatandaşlar Kur'an-ı Kerim, Kaside-i Bürde, ilahiler dinledi, namaz kıldı ve dua etti.

Irkçılığından doğru yoluna Malcolm X


Malcolm X (Malcolm Little ve daha sonrasında Hacı Malik el-Şahbaz,İngilizce: El-Hajj Malik Shabazz ) (Omaha, 19 Mayıs 1925 – New York, 21 Şubat 1965), ABD’li siyaset adamı, siyah hakları savunucusudur.
1952′de Malcolm X adıyla Siyah Müslümanlar Hareketine girdi. Elijah Muhammad’ın yolunu izledi ve ona ABD içinde tümüyle bağımsız olacak bir siyah cumhuriyetinin kurulması fikrini benimsetti. Ancak Mart 1964′de iki kişinin arası açıldı; Malcolm X, Afrika – Amerika Birliği örgütünü kurdu ve 1964′de Afrika ile Ortadoğu’ya (Mekke’de hac için bulundu) iki gezi yaptı. Dönüşünden 1 yıl sonra da öldürüldü.
Massachusetts’in siyah mahallesinde ilköğrenimini bitirir. Çok istemesine rağmen, üniversiteye gidemeyince, küçük yaşta çalışmaya başlar. Michigan ve Boston derken, kendini birden Harlem’de bulur. Bir siyah olarak, ona verilen yaşama biçimi, onu sonunda hapishaneye düşürür. Üniversiteyi Harlem sokaklarında tamamladığını ve doktora tezini de hapishanede hazırladığını uzun uzun anlatır. O okuma açlığını hapishanede giderir. hapishane kütüphanesindeki kitapları tek tek okur. Hapishane yılları için: “Bir insanın düşünmeye ihtiyacı varsa, gidebileceği en iyi yer, bana sorulursa, üniversiteden sonra hapishanedir” demiştir.
O, yedi yıllık hapishane yaşamından sonra, başka bir Malcolm X olarak Harlem’e geri döner. Hapisten önce bir sokak serserisiyken, şimdi Amerika’da büyük bir hızla gelişen İslam dininin etkili ve ateşli bir temsilcisidir.
Malcolm Little olan soyadını Harlem’de X olarak değiştirir. Yeni soyadı, onun Afrikalı atalarının artık kendisi başta olmak üzere, kimse tarafından bilinmediğinin simgesidir. Elijah Muhammed’in öncülüğünü yaptığı Siyah Müslümanlar Hareketi Malcolm X’le birlikte daha da kuvvet kazanarak yayılmaktadır. Artık Malcolm, Elijah Muhammed’in baş kurmayıdır. Fakat Malcolm’un Elijah Muhammed’in zina yapmasına karşı çıkması, daha sonra da Elijah Muhammed’in, Malcolm’a, Başkan Kennedy’nin öldürülmesi hakkındaki yetkisiz ve iğneleyici sözlerinden ötürü sessiz kalmasını emretmesi, Malcolm’un kendi hareketi içinde izole edilmesine sebep olur.
Gerçek İslam’ın Elijah’tan çok uzak olduğunu biliyordu. Ancak Malcolm X’e göre İslam’ı bütün incelikleriyle kavrayabilmek için Hac’a gitmesi gerekiyordu. O Amerika’da bildiği İslam dini ile, Hac’da gördüğü İslam isimli din arasında farklılıklar olduğunu düşünmeye başlayınca, X olan soyadını El Şahbaz’a çevirdi.
Başlangıçta, ilk siyah müslüman hareketinin öncüsü Elijah Muhammed’in bağlısı olarak ırkçı düşünceler taşıyorken, daha sonra bu düşünceleri değişti. Artık kendisini İslam’ın sömürgecilik ve ırkçılık karşıtı evrensel mesajını tüm dünyaya iletmeye adamıştı. Bu amacını kitleler çapında gerçekleştirmeye çalıştığı toplantılarından birinde suikasta uğrayıp, 21 Şubat 1965′de öldürüldü.
X, Manhattan’da bulunan Audubon Balo salonunda konuşma yaparken bir kişi “Zenci, ellerini cebimden çek!” (“Nigger, get your hand outta my pocket!”) şeklinde bağırdı.Bu bağırma üzerine korumalar adama yönelirken, bu kişi daha hızlı davrandı ve namlusu kesilmiş tüfekle Malcolm X’i göğsünden vurdu. Başka yere konuşlanmış diğer iki arkadaşı ile birlikte X’i 16 kez vurdular. Salonda bulunanlar suikastçılardan birini yakalayıp darp ettilerse de diğer ikisi profesyonelce olay yerinden kaçtı.Malcolm X, aldığı yaralarla kısa sürede hayatını kaybetti. Cinayet zanlısı olarak Talmadge Hayer adındaki, ama Thomas Hagan olarak bilinen ve kendisini Müslüman olarak tanıtan Siyah şahıs tutuklandı. Diğer zanlılar Norman Butler ve Thomas Johnson ile birlikte üç kişi yargılandılar. Yargılamada kimi suçlamalar düştü, suikastı başkasının işlediği tezleri ortaya atıldı. Ama bu üç zanlı hayatına devam etti. Şu an Hayer; Mücahid Halim olarak tanınmakta, Butler; Muhammad Abdül Aziz olarak tanınmakta ve Harlem Camisi başkanlığını yürütmektedir. Johnson ise Halil İslam ismini almıştır.

Editör'den

Uzun zamandır "Bu site artık bitti." düşüncelerinin zihninizde dolaştığının farkındayım. Ama ben de bir öğrenci olarak uzun zamandır internetsizim. Ondan ötürü kalan kalır hesabı biz de "Durmak yok yola devam!" dedik ve yeniden sanal alemin yollarına düştük. Ayrıca sitemizin isminin zor olması sebebiyle yeni bi isim arayışı içerisindeyiz. Elhasıl bundan böyle chartedpixel yeni yüzüyle karşınızda......