Öncelikle gökyüzünü süsleyen o güzel görüntüden yoksun kalırdık. Sonra Ay ve Güneş tutulmaları olmazdı. Dünyadaki gel-git olayları %70 oranında azalırdı. Çünkü gel-git olaylarının %70′i Ay’ın çekiminden kaynaklanır. Diğer %30′u ise Güneş ve gezegenlere ilişkindir. Ay’ın yokluğu halinde gel-git olayının dönemi de 12 saat 25 dakika yerine sadece Dünya’nın dönme ve yörünge hareketlerine bağlı olacağından, 12 saat 4 dakika olacaktır. Suları sığ olan okyanus sahillerinde yaşamı gel-git olayına bağlı olan bir çok böcek ve kuş türü bu değişimden etkilenecektir. Diğer taraftan, Ay ışığında etkinliğini sürdürebilen bir çok canlı Ay olmayınca bunu yapamayacak, gözün ışığa olan duyarlığında biraz değişim olacak.
Astronomi gözlemevlerinde çalışanlar, Ay’ın yokluğundan memnun olacaklardır. Çünkü Ay (özellikle dolunay), astronomik gözlemleri kötü yönde etkilemektedir. Diğer taraftan Dünya’nın yörünge hareketinde Ay’ın varlığından kaynaklanan ve nütasyon hareketi dediğimiz küçük salınımlar ortadan kalkacak. Ancak Dünya’nın dönme ekseni küçük salınımların sönümlenmesi dışında bu olaydan hiç etkilenmeyecek; dolayısıyla mevsimler ve iklimler hiç değişmeyecektir.
Ay’ın yok olmasıyla Dünya’da beklediğimiz bir başka etki gök taşı çarpmalarıyla ilgilidir. Bugün Ay’ın görünmeyen yüzünde çapı 250 km.yi geçen bir düzine kadar çarpma krateri vardır. Ay olmasaydı bu gök taşlarının çoğu doğru Dünya üzerine düşecekti.
Son olarak Ay’ın uzay araştırmalarında bir basamak oluşturduğunu, araştırmaları kolaylaştırdığını ve bundan sonra teknolojinin gelişmesiyle bu rolü daha etkin oynayacağını unutmayalım. Bu bakımdan Ay bir anlamda doğal bir uzay istasyonudur.
Görülüyor ki, bütün bu görüşler Ay’ın yokluğunun insanlık için hiç de iyi olmadığını bir çok açıdan ortaya koymaktadır. İyi ki varsın Ay.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder